Sayfalar

16 Haziran 2019 Pazar

KORKU


Yazar: STEFAN ZWEIG
Kitap Sayfası: 80

ALINTI:
"Korku, cezadan daha berbattır, çünkü ceza bellidir, ağır veya hafif; bilinmeyene, sınıflandırılmamışa kıyasla ceza, daha az ürkütür."
Herkese merhaba millet. Bugünkü yazıma hoş geldiniz. Bu aralar Modern Klasikler Serisi okumaya ağırlık verdim. Daha çok eğlenceli gelmeye başladı. Hem fiyat olarak hemde konu olarak bana daha çekici gelmeye başladılar. (Öğrenci hali biraz, şu zamanda kitap almak zor oluyor.😂) Bugün sizlere Modern Klasikler Serisi’nin 57 numaralı kitabı anlatacağım. Haydi şimdi kitabımıza dönelim.
Öncelikle kitabın adına bakalım. Korku. Ben kitabı elime ilk aldığımda korkutucu bir hikaye bekliyordum. Fakat biraz dram ağırlıklı bir kitap çıktı. Konusuna değinmeden önce söylemeliyim ki spoiller vardır. 
Kitabımızın konusu: Irine, burjuva sınıfından, rahat ve istediğini elde edebilen bir kadındır. Oldukça ünlü bir avukatla evli ve çocuk sahibi olan bu ana karakterimizin hayatı ne mutlu ne mutsuz gayet stabil bir biçimde devam etmektedir. Kendisini bu sabit hayattan nasıl çıkardığını bilmeyen Irine, birden kendisini kocasını aldatırken buluyor. Piyanistle gizli ilişkisini hem korku hemde heyecan içinde yürütmektedir. Bu tattığı duygular, onu stabil hayatından çektiği için Irine'ye zevk vermektedir. Bundan dolayı ilişkisinin dikkatli ve göze batmadan yürütmektedir. Fakat bir gün aşığının evinden çıkarken bir kadın tarafından yakalanıp, aşağılanır. Korku içinde evine kaçan ana karakterimize, kitap boyunca tehdit unsuru olmaktadır. Biri tarafından yakalanmanın verdiği korkuyla Irıne evine kapanır ve bu durum gittikçe göze batmaya başlar. Kocası bu durumu fark ettikçe, karısına soğuk ve nefretle bakmaya başlar. İşte bunların sonucunda da  Irine, yaptıklarının ortaya çıkmasından korktuğu için sürekli çaba harcaması gerekmiştir. Kısacası kitap bizlere bir kadının aldatmasını ve bu kadının nasıl yavaş yavaş düştüğünü anlatmaktadır. İşte bu olayın çözümü ve karmaşasının tüm ayrıntıları kitaba konu olmuştur. Sizlere daha fazla açık vermemek için konuyu burada keseceğim 😂 Şimdi de kitabın yazım diline değinelim.
Eğer Stefan Zweig kitabı okuduysanız yazım dilinde bir erkeksilik göze batıyordu. İşte bu kitapta beni en çok şaşırtan bu yönü olmuştu. Çünkü bir kadının gözünden, oldukça feminen bir şekilde yazılmıştır.  Bu feminenliği de, diğer kitaplarındaki gibi muhteşem bir dille yazmış. Yine sade, yine akıcı bir konu. Stefan Zweig'ın kitaplarını okudukça "iyiki okumuşum" diye boşuna demiyorum. Bana göre bu kitabı diğer kitaplara göre biraz daha acı ağırlıklı. Önceki kitaplarını okurken de bu acıyı ve dramı hissedebilmiştim ama bu kitapta çok ayrı hissettim. Belki de  bir kadının gözünden yazdığı ve bana daha yakın geldiği içindir. 
Her zaman cezanın ne kadar  kötü bir şey olduğunu düşünürken, bu kitabı okuduktan sonra Stefan Zweig sayesinde aslında, cezanın ne kadar basit ve rahatlatıcı olduğunu en kötüsünün yaptığımız şeyin gizlenmesi ve bunun bize verdiği rahatsızlık ve vicdan azabının daha kötü olduğunu gördüm. Şu ana kadar okuduğum en iyi ders veren kitap oldu. Sizlere tavsiyem alıp hemen okumanız. Zaten 80 sayfa olmasından dolayı, bu 1-2 saat içerisinde de bitireceğinize emin olabilirsiniz. 
Evet arkadaşlar. Bugünkü kitap yorumum bu kadar. Bir sonraki yazımda Hercai’yi sizlere anlatacağım. Artık ondan sonra da ne anlatacağım belli değil 😄Tatilimi iyi değerlendirip o kadar çok kitap bitirmeye başladım ki, sizlerle hangisini paylaşacağım konusunda çok kararsızlaştım. Belki kitap yorumlarının arasına, dün yaptığım kitap alışverişinden sizlere bahsederim. Artık ne olacak sürpriz olsun. Dediğim gibi çok kitap bitirmeye başladığımdan, hangi kitapları alacağımı bilmiyorum. Tavsiye ettiğiniz kitaplar varsa yorumda belirtirseniz çok sevinirim 😊 Eh artık burada yazıyı bitirme vaktidir. Kendinize iyi bakın arkaşlar. İyi tatiller ve bol kitaplı günler😊👋
⭐⭐⭐⭐⭐
PUAN: 5/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder