Kitap Sayfası: 360
Yazar: Betül GÜÇLÜ
Alıntı:
“Aşk; diğer tüm bedensel olaylar gibi, tamamen biyokimyasal bir süreçten ibarettir ve soyut olan bir anlam taşımaz.”
Herkese merhaba arkadaşlar. Uzun bir aradan sonra yeniden sizlerleyim. Nasılsınız? Hayat nasıl geçiyor? Dışarıda mısınız yoksa benim gibi evde takılanlardan mı? Havalarda çok sıcak, dışarıya çıkmak da tam bir işkencedir. Sizlerle bayadır yazı paylaşamıyordum, evet. Neden mi? Tabi ki son okuduğum kitap yüzünden. O kadar sıkıcıydı ki bir ayda bitirebildim. O kitabın adı “Hekate’nin Kızları”ydı. Herkes Instagram ortamında çok beğendiğini dile getirmiş. Durum böyle olunca sorun bende mi diye düşünmedim değil. Kısacası bu kitapla imtihanım bitince yeni kitaba başlayabildim. Sizlere bugün anlatacağım kitabın adı “Yalancı Aşklar Sokağı”. Toplam üç gün içerisinde bitiriverdim. Bu kadar hızlı olmamın sebebi hem kitap güzeldi hemde artık sizlerle yazı paylaşma zamanımın gelmiş olmasıydı. Şimdi kitabı yorumlamaya geçelim.
İlk olarak kitabın konusuna hafif değinmekle başlayacağım: Kitabımızın baş kahramanı olan Mısra Sezgin, iki kardeşi ve babaannesiyle hayata tutunmaya çalışan genç bir kızdır. Erkek kardeşinin yaptığı araba kazasıyla kendisini evlilik oyununun içinde bulur. Tabiki kitabın olmazsa olmazı bu oyunun içinde yakışıklı kahramanımız Kerem’de olacaktır. Ufak bir oyunla başlayan bu kitap bir aile geçindirmenin zorluklarını gözler önüne sererek, aşk maceralarına doğru yol almaktadır. Aslına kitaba genel olarak baktığımızda klasik bir Betül Güçlü temasıyla karşılıyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın Betül Güçlü’nün kitaplarını çok severim. Aile ve aşkı harmanlayıp, mutlu sonlarla bitirdiği kitap temalarını kendisine çok yakıştırıyorum. Özellikle her kitabında olduğu gibi bu kitabında da kötü olaylara yer vermeyip, her şeyi hızlı bir biçimde geliştirmesi kitabın konusunu sıradanlıktan uzaklaştırıp, sizlerin tahminlerinizin ötesine çıkartıyor. İşte bundan dolayı Betül Güçlü’yü seviyorum. En sıradan konuları bile göz alıcı kılabiliyor. Kitabı okurken abartmadan aralara serpiştirilmiş hafif duygusal olaylar, Mısra’nın gündelik yaşamdan bir kız olabileceğini daha çok belirtiyor.
Kitabın yazım diline geçtiğimizde, göreceğiniz gibi her zamanki gibi sade bir dille yazılmış. Daha öne yazarın diğer kitaplarını okuduysanız üslubundan ödün vermediğini göreceksiniz. Kitaptaki olayların abartılmadan ve bazı olayların dolandırılmadan anlatılması kitabı gerçekçi kılmış. Okurken kendinizi birden Mısra Sezgin olarak bulabilirsiniz. Benim bu kitapta tek eksik bulduğum karakterlerin görünüşleri hakkında yapılan betimlemeler oldu. Hatta yapılmayan betimlemeler diyede ekleyelim; çünkü bazı karakterlerin görünüşleri hakkında hiç bilgi yok. Tabi bu kitabın güzelliğine engel değil. Nazar boncuğu olsun diyelim. Konusunu anlatırken demiştim kötü olaylara yer verilmiyor. Bu durum sizlerde mutluluk hissiyatı oluşturuyor. Özellikle moraliniz bozuksa hemen elinize Betül Güçlü alın ve kendinizi bırakın. Evet arkadaşlar kitabımızın yazım dili hakkında söyleyeceklerim bu kadar.
Benim şimdiye kadar okuduğum üçüncü Betül Güçlü’nün kitabı oldu. Bunlar: Küçük Mucizeler, Muzlu Pastam ve Yalancı Aşklar Sokağı oldu. İçlerinden en çok sevdiğim Yalancı Aşklar Sokağı oldu. Bir sonraki kitap alışverişimde yazarın diğer kitaplarını da almayı planlıyorum. Tabi bunun için elimdeki kitapları bitirmem gerek ve elimde çok kitap var. Şimdiyse yeni bir kitaba başlayacağım. Ay Günlükleri serisinin beşinci kitabı olan Winter. Açıkçası başlamaya gözüm korkuyor. Çünkü kitap çok kalın. Tam 800 sayfadan oluşmakta. Umarım bu kitapta çabucak biterde diğer kitaplarımı bitiriveririm.
Evet arkadaşlar. Bugünki yazımın sonuna geldik. Umarım sizleri sıkmamışımdır, yazımı beğenmişsinizdir. Sizlerin favori Betül Güçlü kitabınız hangisi? Yorumlarda belirtmeyi unutmayınız. Kendinize iyi bakın. Sağlıklı ve bol kitaplı günler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder